CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK), bugün Genel Başkan Özgür Özel‘in başkanlığında toplandı. CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, MYK gündemiyle ilgili basın toplantısı yapıyor.
Yücel’in açıklamasından satır başları şöyle:
“Ramazan bolluk, bereket demektir ama bugün Ramazan’da bile, ne bolluk, ne bereket kaldı memlekette.
Vatandaş istediği gibi bir iftar sofrası kuramıyor.
Et ve Süt Kurumu önünde kuyruklar uzuyor.
İnsanlar gün ağarmadan sıraya giriyor.
1 kilo kıyma alabilmek için saatlerce sıra bekleyen emekliler, artık isyan ediyor.
Bir vatandaşımız: “Bize cehennemi yaşatıyorlar” diyor.
Bir başka vatandaşımız “Kaşık ile veriyorlar, kepçe ile alıyorlar. Ben ölümü tercih ediyorum, ölüm bundan daha rahat. Yaşayacak bir halimiz kalmadı” diyor.
30 sene devlete hizmet ettiğini söyleyen bir başka emekli ise; “Döner ekmek alıp yiyemediğinden” yakınıyor.
Marketlerde fiyatlar almış başını gidiyor.
Orta büyüklükte bir Ramazan kolisinin fiyatı 900 lira olmuş. Bunun da ne kadar yeteceği meçhul…
Açlık sınırı 16 bin, yoksulluk sınırı 53 bin lira…
10 bin lira alan emekli de, 17 bin lira alan asgari ücretli de bu koşullarda; bırakın iftar sofrası kurmayı, Ramazan pidesi bile alamayacak durumda…
Mutfaklar tamtakır kuru bakır…
Buzdolapları bomboş, evlerde tencere kaynamıyor…
AKP hükümetleri dönemi, ülkemizin adeta açlıkla ve yoksullukla sınandığı dönem olarak tarihe geçti.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak yerel yönetimlerdeki gücümüzle, AKP iktidarında yoksullaşan vatandaşımıza destek olmak ve onları yoksulluktan kurtarmak için hiç durmadan çalışıyoruz.
Bakın; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu, İstanbullulara Halk Ekmek aracılığı ile 340 gramlık pideyi 10 TL’den ulaştırıyor.
AKP ise; hala mizansen otobüs videolarıyla, algı operasyonları peşinde…
Sn. İmamoğlu’nu sandıkta yenemeyeceğini anlayan, AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı ise “Biz aynı oyunları, aynı tiyatroları oynamaya devam ediyoruz” diyecek kadar pişkin…
Burada asıl sorun, enflasyonun yükselişini önleyememeleri…
Burada asıl sorun, 2002 ile 2024 yılları arasındaki maaş farklarıyla övünen, ekonomiden bihaber AKP hükümeti…
Burada asıl sorun AKP zihniyetinin, kendine ve yandaşlarına layık gördüğü, lüks ve şatafatlı hayatın binde birini dahi vatandaşına layık görmemesi…
Vatandaştan fedakârlık beklerler,
İşçiden, emekçiden kemerleri sıkmayı beklerler,
Emekliden sabır beklerler,
Pandemi olur vatandaşa İBAN atarlar, para beklerler,
Deprem vergilerini deprem dışında her yere harcarlar, deprem olduğunda Cumhurbaşkanından, Bakanına, bürokratına gözlerine ışık tutulmuş tavşan gibi bakarlar.
Sosyal devlet ilkesini, kendi iktidarlarında tam tersine çevirip, adeta devletin kendi vatandaşını sömürdüğü bir sistem haline getiren AKP hükümetlerinin vatandaştan beklentileri bitmedi ama vatandaş artık bitti tükendi, illallah etti.
AKP iktidarında ne devlet ciddiyeti kaldı, ne de vatandaşı için kaygılanan bir iktidar…
Varsa yoksa kendi siyasi gelecekleri…
Buradan Sayın Erdoğan’a sesleniyorum!
Sen her konuda muhalefeti hedef göstermeyi bırak da, yüreğin yetiyorsa, 22 yılda mal varlığın nereden nereye geldi onu açıkla…
Bizim belediye başkanlarımız, belediye başkan adaylarımız aslanlar gibi malvarlıklarını açıkladılar. Neden? Çünkü çekinecekleri, gocunacakları bir şey yok.
Ankara’nın en büyük 2 ilçesinden birinde 20 yıl belediye başkanlığı yapan, AKP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Turgut Altınok’a malvarlığını açıkla diyorlar; adam büyük bir pişkinlikle, büyük bir yüzsüzlükle diyor ki “Mal bizim değil Allah’ın, biz emanetçisiyiz”.
Yav bu nasıl bir yüzsüzlük arkadaşlar?
Bu nasıl bir pişkinlik?
Değerli basın mensupları; değerli izleyenler,
Ben buradan Tüm Ankaralılara bir çağrı yapıyorum!
Bu adama oy vermeyin!
Mal varlığını açıklayamayanlara, “Harun gibi gelip Karun olanlara”, vatandaşın parasıyla, vergileriyle, iktidarın imkanlarıyla saltanat sürenlere oy vermeyin!
Türkiye’nin 81 vilayetinde yaşayan, 85 milyon yurttaşımıza bir çağrı yapıyorum!
Bu anlayışa oy vermeyin!
İşçiyi, emekliyi, memuru, öğrenciyi açlığa ve sefalete mahkûm eden, tüyü bitmemiş yetimin hakkına tenezzül eden ama mal varlığını dahi açıklayamayan bu anlayışa oy vermeyin!
Hem mal varlıklarını açıklayamıyorlar; hem de biz emekli aylıkları iyileştirilsin dedikçe sinirden köpürüyorlar.
Cumhurbaşkanı geçenlerde itiraf niteliğinde bir açıklama yaptı.
“Muhalefetin söz ettiği artışları, ülkenin tüm yatırımlarını durdursak, eğitim veya sağlık harcamalarının tamamını buraya aktarsak, kamu görevlilerine maaş vermesek bile karşılayamıyoruz” dedi.
Yav arkadaş,
Uçan saraya gelince para var,
Yüzen saraya gelince para var,
Kışlık saraya gelince para var,
Milyonluk makam araçlarına para var,
Beşli çeteye, yandaş müteahhide para var.
Emekliye gelince para yok.
Madem emekliye para yok, 31 Mart’ta da emekliden AKP’ye ve Cumhur İttifakı adaylarına oy yok.
Yıl olmuş 2024, beyefendi hala 2002’deki maaşlarla bugünkü maaşları kıyaslıyor.”