Avrupa Parlamentosu, yasadışı kereste ticareti gibi çevre suçlarına yönelik 10 yıla kadar hapisle sonuçlanabilecek daha sert cezaları onayladı.
Buna göre şirket yöneticilerinin, kurumsal hatalar nedeniyle yargılanması öngörülüyor.
Parlamento raportörü Antonius Manders, “Yeni çevre suçlarının önlenmesi için uyumlaştırılmış ve caydırıcı yaptırımlarla Avrupa Birliği (AB) düzeyinde sınır ötesi suçlarla mücadele etmenin zamanı geldi. Bu anlaşma uyarınca çevreyi kirletenler bedelini ödeyecek” dedi.
AB’nin 27 üye ülkesi için geçerli olan mevzuat, su kaynaklarının yasadışı tüketilmesi, AB kimyasallar yasasının ciddi ihlalleri, gemilerin neden olduğu kirlilik ve büyük ölçekli orman yangınları ya da hava, su ve toprağın yaygın kirlenmesi sonucu ekosistemlerin tahrip edilmesi gibi suçları hedef alıyor.
ŞİRKETLER DE YARGILANACAK
Manders, 2008 tarihli bir AB direktifini güncelleyen yeni mevzuatın, kirlilikten sorumlu bir şirkette yönetici pozisyonunda bulunan kişilerin yanı sıra, işletmenin kendisinin de yargılanabileceğini söyledi.
Bireyler ve şirket temsilcileri tarafından işlenen çevre suçları, zararın ne kadar uzun süreli, şiddetli veya geri döndürülebilir olduğuna bağlı olarak sekiz yıla kadar hapis ile cezalandırılabilecek.
Bir kişinin ölümüne neden olan suçlar 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir.
Ayrıca suçluların, zarar görmüş bir çevrenin rehabilitasyonuna yardımcı olmaları ve tazminat ödemeleri gerekecek.
Şirketler için para cezaları dünya çapındaki yıllık cirolarının yüzde 5’ine ya da alternatif olarak 40 milyon Euro’ya kadar çıkabilecek.
Yeni direktif, 499 lehte, 100 aleyhte ve 23 çekimser oyla kabul edildi ve AB Resmi Gazetesinde yayınlandıktan sonra yürürlüğe girecek. Üye devletlerin kuralları kendi ulusal hukuk sistemlerine dahil etmeleri için iki yılları olacak.
Strazburg merkezli parlamentonun Yeşiller üyesi Marie Toussaint, yaptığı açıklamada, AB’nin çevre suçlarıyla mücadelede dünyanın en iddialı mevzuatlarından birini kabul ettiğini ancak bunun yeterince ileri gitmediğini söyledi.
Toussaint, “Konsey’in ciroya dayalı oransal bir miktar yerine şirketler için sabit bir miktar getirmeyi başarması üzücü. Bu, bir şirketin mali durumunu hiç dikkate almayan absürd durumlara yol açacaktır” diye konuştu.